8.3 IMDB Puanı
Requiem For A Dream – Bir Rüya İçin Ağıt
- Yapım Yılı 2000
- Ülke Amerika
- Yapım Şirketi Artisan Entertainment
- Film Süresi 102 dakika
Senaryo Hubert Selby Jr., Hubert Selby Jr., Darren Aronofsky
Ödüller 1 Oscar Adaylığı. Diğer 35 ödül & 69 adaylık.
Sara Goldfarb, tv bağımlısı dul bir kadındır. Oğlu Harry ise kız arkadaşı Marion ve uyuşturucu satıcısı Tyrone'la takılan madde bağımlısı bir çocuktur. Sara, bir tv şovuna çıkmaya hak kazanır bu yüzden çok heyecanlıdır. Ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek için kilo vermeye çalışır ve diyet haplarından kullanmaya başlar. Diğer yandan Harry ve arkadaşları, hiç durmadan eroin ve kokain kullanmaya devam ediyorlar. Bu bağımlılıklar zamanla aileyi bir felakete sürükleyecektir... Bir Rüya İçin Ağıt – Requiem For A Dream filmini kült filmlerden 1080p görüntü kalitesiyle türkçe altyazılı olarak izle yebilirsiniz.
Bu filmden ders çıkarılacak o kadar önemli noktalar var ki filmin etkisinden çıkamıyorum. Marion’ın ağlayarak “Bugün gelebilir misin Harry?” demesinin altındaki “Bir uçurumun kenarındayım ve kayıyorum, tutamıyorum kendimi. Beni kurtar Harry” çığlığını duymamak elde değil. Uyuşturucu madde için annesinin televizyonunu satan Harry’nin, annesine “o kırmızı elbisenin içine girmek bu kadar önemli mi?” sorusu ise başkasının bağımlılığının bize ne kadar basit geldiği ve kendi bağımlılıklarımızın bize ne kadar önemli geldiğidir. “Herkesin kendi putu kendine şirin, herkes başkasının putuna İbrahim” sözü geliyor aklıma. Tam olarak böyle. Harry’nin uyuşturucu bağımlılığını eleştiren annenin kendisi TV bağımlısı. Çünkü hayatta tutunacak tek şeyi o kalmış ve onun için elzem olan şey TV’ye çıkmak. Peki sizin putunuz ne? Ne için tüm zamanınızı ve enerjinizi harcıyorsunuz? İddia kuponu mu? Futbol maçları mı? Bilgisayar oyunları mı? Yoksa sürekli sevgili edinmek için sosyal medyada birilerine yürümek mi? Veya instagram profilinizi doldurmak ve popüler olmak için sürekli videolar çekip içerik üretmek mi? Hangisi sizin uyuşturucunuz? Ve son olarak… Marion’ın bir sözü… Ben ailemden sevgi istediğim halde bana verdikleri şey sadece paraydı… Ne kadar acı bir söz. Ailesinden sevgi görmeyen birinin düşebileceği bir durum ne kadar kötü olabiliyor. Kendimizi para kazanmaya adarken, ailemiz için iyi bir şey yaptığımızı düşünürken asıl önemli olanı nasıl da atlıyoruz. Anneler, babalar ve ilerde anne baba olacak gençler! Lütfen çocuklarımıza önce sevgi verelim. Sevgiyi başka yerde aramasınlar. Ellerinizi çocuklarınızın saçlarından çekmeyin; çünkü onlar açlıktan değil sevgisizlikten ölürler. Bu film beni niye bu kadar etkiledi bilmiyorum. Belki yakın zamanda komşumun oğlunun uyuşturucu batağına düştükten sonra kendini pazarladığını gördüğüm için belki de yakın zamanda baba olacağım içindir bilemiyorum. Söyleyecek onca şey var ki susmak istemiyorum. Sadece şunu unutmayalım. Bu bataklar çok basit başlar, bir kereden ne olacak diye bir ot çekmekle başlar. Her ot çeken bu yola düşmez ama her düşen bununla başlamıştır. En iyisi baştan uzak durmak. Sevgiyle kalın.
insanların zengin olma arzusunu, kilo verme arzusunu, eğlenme arzusunu, beğenilme arzusunu, kısacası mutlu olma arzusunu ve bunlara ulaşmada insanların kestirme yollar tercih etmesini; bir anne, oğlu, ve arkadaşları örneği üzerinden başarılı bir şekilde anlatan film. ve tabii kolay mutluluğun ağır bedellerini de.
kolay mutluluk, kulağa hoş gelse de bu kelimeyle anlatmak istediğim uyarıcı maddeler eşliğinde olup kendine zarar verici nitelikte olan veya yasadışı yollarla yapılıp başkasına zarar verici nitelikte olan kolay mutluluk. ee vücut mutluluğun bu kolay yolunu bulmuş ister mi bir daha mutlu olurken zorlanmak? istemek bir yana kolay mutluluğa alışır ve hatta bağımlı hale gelir. ancak işler hep beklenildiği gibi gitmeyebilir. kolay mutluluğa ulaşma imkanımız olmazsa ne olur?
“kıtlık zamanlarında insanı öldüren şey açlık değil fazlaca alıştıkları tokluktur*” sözü fazla alışmanın ne denli kötü sonuçları olduğunu yemek yemek üzerinden ne kadar da güzel anlatıyor. ama filmdeki alışkanlıkların yanında fazlaca yemek yeme alışkanlığı çok masum kalır. değil fazlaca yemek yemek, lüksler dahi fazlaca alışıldığında kanıksanır ve ihtiyaç haline gelir. filmde de kolay mutluluk getiren kötü alışkanlıklara hiç bulaşılmaması gerektiği ve mümkünse hiçbir şeye de körü körüne bağlanılmamasını* illa ki bağlanılacaksa sevdiğin insanlara bağlanman gerektiği mesajı veriliyor.