Grave of the Fireflies filmi İkinci Dünya Savaşı Japonyasında yaşayan iki genç kardeş olan Seita ve Satsuko'nun hikayesini ele alıyor. Bir Amerikan bombası iki çocuğu ebeveynlerinden ayırdığında, iki kardeş hayatta kalmak için savaşmaya çalışacaktır...
iki kız kardeş abisi olarak içim buruk bir şekilde izledim. ailesini kaybeden kardeşlerin öyküsünü anlatıyor. yine olan bunlar gibi yetim kalmışlara oluyor. insanlar bu kişilere karşı adeta körler. açlıktan tarladan çaldıkları yiyecekleri gören çiftçi çocuğu bulup tekme tokat polise verdiğinde o küçük kızın ağlayışları. sonra sarılıp “çok sıcak” demesi. abinin güçlü durma çabaları. gittikleri akraba evinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri. o ağzını siktiğiminin ev sahibesinin gizlice kıza annesinin öldüğünü söylemesi. yemekte ayrım yapmaları, adeta başka akrabaların da var diyerek onları kovmaları. savaş bittiğinde de o küçük kızın öldüğü yerin karşısındaki villalarına gelen zengin japon piçleri. ay uzun zaman sonra ilk defa gramofon dinleyebileceğiz tripleri. tatlı kızın abisine teşekkür edip ölmesi. ulan savaş sen ne kötü bir şeysin.
Nana
4 yıl önce
kalbim aciyo, aglayarak yaziyorum
16 yorum
Nana
4 yıl önce
kalbim aciyo, aglayarak yaziyorum
YoonBum
4 yıl önce
Hayatımda gördüğüm en acıklı film. bu filmi izlerken ağlamayan insan soğuk kalplidir bence…
beyaz kurt
3 yıl önce
o kadar üzücü ki savaşın tüm şiddetini ortaya koymuş şu an ağlıyorum bir insanın tüm ailesini kaybetmek gibi acı bir şey yok ve abisinin benim yaşlarımda olması benim kalbimi çok acıtıyor 🙁
ismimibilmiyorum
3 yıl önce
başka bildiğiniz kısa animeler var mı acabaaa?
Mete
3 yıl önce
Savaşların en mağdurları çocuklardır. Neyse ki filmde de işlemiş, ölüm son değil tekrar yaşam diye bir şey var ve buna inanan insanı biraz ferahlatıyor.
Animeizleyenbiri
3 yıl önce
Ne diyeceğimi bilemiyorum her şeyi o kadar güzel anlatmışlar ki ağlayarak yazıyorum şu an
funeral
3 yıl önce
diyecek söz bulamıyorum en cok agladigim film diyebilirim yeri hep ayri olacak
halil
2 yıl önce
iki kız kardeş abisi olarak içim buruk bir şekilde izledim. ailesini kaybeden kardeşlerin öyküsünü anlatıyor. yine olan bunlar gibi yetim kalmışlara oluyor. insanlar bu kişilere karşı adeta körler. açlıktan tarladan çaldıkları yiyecekleri gören çiftçi çocuğu bulup tekme tokat polise verdiğinde o küçük kızın ağlayışları. sonra sarılıp “çok sıcak” demesi. abinin güçlü durma çabaları. gittikleri akraba evinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri. o ağzını siktiğiminin ev sahibesinin gizlice kıza annesinin öldüğünü söylemesi. yemekte ayrım yapmaları, adeta başka akrabaların da var diyerek onları kovmaları. savaş bittiğinde de o küçük kızın öldüğü yerin karşısındaki villalarına gelen zengin japon piçleri. ay uzun zaman sonra ilk defa gramofon dinleyebileceğiz tripleri. tatlı kızın abisine teşekkür edip ölmesi. ulan savaş sen ne kötü bir şeysin.
Irmak
2 yıl önce
Hiçbir filmde bu kadar hüzünlenip ağlamamıştım. Muhteşem bir dram.. 10/10
nisa
2 yıl önce
altta yorum yapan eleman güzel yazmışın da keşke spoiler diye işaretleseydin, senin yüzünden her boku öğrendik
guruldak
1 yıl önce
8 ekim 4:50’de yurtta agalarla izlerken gevşek gevşek espri yapıyorduk ki…
gözyaşlarımız sel oldu.hepimiz sümüklü bir durumda bu yorumu yazıyorum anısı olsun.
Fırat
11 ay önce
Bu hayatım kalbime dokunabilen tek filmdi diyebilirim
şeyma
8 ay önce
ahh ağlıyorum ben de
insanlar çok zalim , sevgi varken …
alkolikgenc
8 ay önce
merhabalar yorumlara ve barış özcana aldanıp izlemeye karar verdim 1 saat içinde 5 kez uyuya kalmışım odaya gelen babannem uyandırdı sağolsun bana hitap etmedi
bbbbbbbbb
8 ay önce
çok sıkıcıydı ama savaşın zalimliğini ve insanların acımasızlığını güzel anlatmış yinede bana biraz boş geldi
e
1 ay önce
hüngür hüngür ağladım dünya iğrenç bir yer doğmasaydım dedirtiyor
iki kız kardeş abisi olarak içim buruk bir şekilde izledim. ailesini kaybeden kardeşlerin öyküsünü anlatıyor. yine olan bunlar gibi yetim kalmışlara oluyor. insanlar bu kişilere karşı adeta körler. açlıktan tarladan çaldıkları yiyecekleri gören çiftçi çocuğu bulup tekme tokat polise verdiğinde o küçük kızın ağlayışları. sonra sarılıp “çok sıcak” demesi. abinin güçlü durma çabaları. gittikleri akraba evinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri. o ağzını siktiğiminin ev sahibesinin gizlice kıza annesinin öldüğünü söylemesi. yemekte ayrım yapmaları, adeta başka akrabaların da var diyerek onları kovmaları. savaş bittiğinde de o küçük kızın öldüğü yerin karşısındaki villalarına gelen zengin japon piçleri. ay uzun zaman sonra ilk defa gramofon dinleyebileceğiz tripleri. tatlı kızın abisine teşekkür edip ölmesi. ulan savaş sen ne kötü bir şeysin.
kalbim aciyo, aglayarak yaziyorum