Bir hastane kafeteryasında içine kapanık bir çalışan olan Nihat'ın kafası, bulaşıkçı olarak çalışmaya yeni başlayan gizemli bir kadın olan Ayşe tarafından karıştırılmaktadır. Nihat isteksizce Ayşe'nin evindeki akşam yemeği davetini kabul eder. Bu, garip ve tehlikeli bir ilişkinin başlangıcıdır. Nihat, kadının hapsedilen kocasının bir resmini bulması ve neredeyse kendisine benzediğini fark etmesiyle ilişki daha da zehirli hale gelir.
Bu yorum spoiler içermektedir. Okumak için tıklayın.
Anayurt Hotel’indeki Zebercet’ten esinlenilmiş sanki. Yer değiştirme kurgusu ile bu tip psikopatların toplumdan soyutlanmış-yabancılaşmış ve iletişimsizleşmişliklerinin bireysel değil aslında toplumsal bir yaygınlık olduğunun altı çizilmiş. Filimdeki Ercan Kesal’ın oynadığı mutfak görevlisi rolü ile sonradan ortaya çıkan hikayenin ikinci bölümündeki hükümlünün ; filimdeki iki kadının ve her iki öykünün açılan ve kapanan parantezler ile birbirine bağlanmaları ve birbirlerini tamamlamaları fikri oldukça çarpıcı.Ancak bu konuyu işleyiş biçimi oldukça sıkıcı , boğucu ve neredeyse rahatsız edici. Belli bir yerden sonra (ortalara yakın) atlaya atlaya izleyebildim.Yine de senaryoyu , yönetmeni , oyuncuları çok beğendim. Aynı konu biraz daha akıcı , karşıtlıkların açmazların çelişkisinin veya benzerlik ve aynılıklarının şaşkınlığı ve saçmalığı daha izlenebilir ve “eğlenceli” olabilseydi geniş kitleler de izlayip keyif alabilirdi sanıyorum bu filmden. Elbette bu yapımcıların tercihi saygı duymak gerek. <bu hali ile sadece sinema ödüllerinde yarışan ödüllü filmlere aday bir "sanat filmi" olmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.(savaş aykılıç)
Avanoslu köylüye bak ya