Nuri Bilge Ceylan Ahlat Ağacı’yla birlikte bir kez daha taşranın yolunu tutuyor ve odağına bir baba-oğul ilişkisini alıyor. Üniversiteyi bitirip memleketine geri dönen 20’li yaşlarındaki Sinan, kitabını basabilecek bir sponsor ararken hem ailesiyle ilgili sorunlarla yüzleşiyor hem de bir dönem tanıdığı insanlarla yeniden buluşuyor. Geçmiş muhasebeleriyle birlikte gelen bu karşılaşmalar en temelde Sinan’ın kendisiyle yüzleşmesiyle sonuçlanıyor. Doğu Demirkol’un başarılı performansıyla sivrildiği Ahlat Ağacı, özellikle ilk yarısında mizahı bolca kullanıyor. Öğretmen, yazar, asker, imam ve inşaatçı gibi karakterler üzerinden günümüz Türkiye'sine dair geniş bir portre çizen film dede, baba ve oğlu kapsayan üç jenerasyonun arasındaki güç savaşlarını, özünde ne denli benzer olduklarını gözler önüne sererek işliyor. Ahlat Ağacı Filmini 1080p görüntü kalitesi ile kült filmlerden izleyebilirsiniz.
Bu yorum spoiler içermektedir. Okumak için tıklayın.
Atanamayan işsizler ordusunun yılmaz bir neferi olarak yazıyorum: İntihar, bazen en temiz başkaldırı oldu çoğumuz için. Kalanlarımızsa içine sığdıramadıklarını küçücük bir eşyaya yahut tek bir anıya sıkıştırdı. Kimsenin bakmadığı, baksa da anlamadığı bir sır. Silik hayatlar, kaybolmamak için atılan sessiz çığlıklar, hayatın anlamını sorgulayışlar kimsenin bir tarafında değil. Öğretmenler bozuldu, derler; gençlik bozuldu, derler de hiçbiri ‘Biz yaptık.’ demez. Kullanmadığınız bir kelam kalmadı, içini boşaltmadığınız tek bir kavram yok. Bireyin topluma bu kadar canavarca evrildiği, toplumun mahalle baskısı yaratıcısı, içi boş çuvallarsınız. Şaşıp duran beşeri bu kadar iyi betimlediğin için teşekkürler Nuri Bilge Ceylan. İnsan karmaşasını bütün acı gerçekliğiyle yansıttığınız için teşekkürler bütün Ahlat Ağacı, Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu oyuncuları ve bütün ekip.
F.pektas
4 yıl önce
Guzel film. İzlemenizi tavsiye ederim. Muhtemelen Nuri Bilge Ceylan’ın bugüne kadarki en iyi eseri. Filmde her karakterin kendi içinde bir dengesi var. Çok katmanlı hikâye olduğu için kentsel ve kıra dayalı sosyolojik tespitleri içeriyor. Toplumdan yabancılaşma, kimlik kaybı, öz saygının yitirilmesi gibi noktalar daha derin kısımlarda gizlenmiş. Elmaları çalanlar ahlaktan bahsediyor misali Sinan bir şeyi başarmaya çalışırken ahlaksız birine dönüşüyor.
31 yorum
Rojat buğdaycı
4 yıl önce
Filmde en çok hoşuma giden durum gerçekçi olması.Taşra hayatını da doğru anlatmış, bu durulukta ve sadelikte olması filmi bence özel kılıyor. Nuri Bilge Ceylanın da izlediğim ilk filmi farklı ve kendine has bir tarzı var. İnsan filmlerinde kendinden bir şeyler buluyor. Bu da ayrı bir merakla izlememe sebep oluyor. Bu yönünden sizi kendine çekiyor.
Film gerçekçi içeriği,dram da iç sızlatan yansıması ve iyi oyuncu kadrosuyla baş yapıt niteliği taşıyor. Genelde 3 saatlik filmler şayet entrika macera fantastik olmayınca sıkıcı boğucu olabiliyor fakat Nuri Bilge ceylan bu zaman dilimini öğretici düşündürücü ve akıcı bir şekilde yansıtabilen nadir yônetmenlerden benim için ilk sıradadır. Bu arada siteniz çok başarılı emeğinize sağlık
mindcraft
4 yıl önce
Nuri Bilge Ceylan’ın ismini çok duydum o yüzden ayrı bir merakla izledim. Filmin kendine has bir tarzı var bence. Film taşra hayatını bize çok iyi işliyor. Kendimden bulduğum çok şey vardı bu benim gülmeme sebep oldu. Değişik ama çok güzel.
hiçbir şey
4 yıl önce
Bu yorum spoiler içermektedir. Okumak için tıklayın.
Atanamayan işsizler ordusunun yılmaz bir neferi olarak yazıyorum: İntihar, bazen en temiz başkaldırı oldu çoğumuz için. Kalanlarımızsa içine sığdıramadıklarını küçücük bir eşyaya yahut tek bir anıya sıkıştırdı. Kimsenin bakmadığı, baksa da anlamadığı bir sır. Silik hayatlar, kaybolmamak için atılan sessiz çığlıklar, hayatın anlamını sorgulayışlar kimsenin bir tarafında değil. Öğretmenler bozuldu, derler; gençlik bozuldu, derler de hiçbiri ‘Biz yaptık.’ demez. Kullanmadığınız bir kelam kalmadı, içini boşaltmadığınız tek bir kavram yok. Bireyin topluma bu kadar canavarca evrildiği, toplumun mahalle baskısı yaratıcısı, içi boş çuvallarsınız. Şaşıp duran beşeri bu kadar iyi betimlediğin için teşekkürler Nuri Bilge Ceylan. İnsan karmaşasını bütün acı gerçekliğiyle yansıttığınız için teşekkürler bütün Ahlat Ağacı, Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu oyuncuları ve bütün ekip.
Ömer
4 yıl önce
çoğu nuri bilge ceylan filmi dışında anlaşılabilir bir film idi. 3 saat boşa gidecek diye korksam da iyi bir filmdi.
Umut
4 yıl önce
Evet bu filmde de sıkıldım. tıpkı bir zamanlar anadoluda da olduğu gibi.galiba sorun bende,nuri bilge ceylan da değil. günümüz filmlerine o kadar alışmışız ki insan hep bir patlama noktası,ekşın bekliyor. Oyunculuk,gerçekçilik,günümüz Türkiyesini anlatma gibi asıl olayları kaçırmışım. Doğu Demirkola da ayrıca tebrikler…
ErcanA
4 yıl önce
herkesin bir benlik bulduğu klasik Nuri Bilge dokunuşu.
siteyi yeni buldum ve izlediğim ilk film ve ilk defa izleyeceğim bir yönetmeden olsun istedim. izlerken zorlanmadım diyemem ama iyi ki izledim. Filmin alttan verdiği mesajlar sayılamayacak kadar fazla. filmi izledikten sonra kendimi ekşi sözlükte buldum. size tavsiyem kafanızda soru işareti kaldıysa ekşi sözlüğe uğramanız:)
Adar
4 yıl önce
Kendimi bir belgeselde buldum resmen. Çünkü ülkemizin gencleruni yaslisink sagcisini solcusunu koylusunu kisaca her halini hic değiştirmeden tum çıplaklığıyla gozler önüne sermiş.
F.pektas
4 yıl önce
Guzel film. İzlemenizi tavsiye ederim. Muhtemelen Nuri Bilge Ceylan’ın bugüne kadarki en iyi eseri. Filmde her karakterin kendi içinde bir dengesi var. Çok katmanlı hikâye olduğu için kentsel ve kıra dayalı sosyolojik tespitleri içeriyor. Toplumdan yabancılaşma, kimlik kaybı, öz saygının yitirilmesi gibi noktalar daha derin kısımlarda gizlenmiş. Elmaları çalanlar ahlaktan bahsediyor misali Sinan bir şeyi başarmaya çalışırken ahlaksız birine dönüşüyor.
nadya
4 yıl önce
film sıkıcı gelebilir. ona şüphe yok. içi dolu bir film. doğu demirkol hariç herşey mükemmeldi. yani odunu-kütüğü koysan oda aynı şekilde dururdu!
cihat
4 yıl önce
Film beni anadolu’nun güneşli öğleden sonralarına, rüyalar ve hüsranla dolu yaşantısına götürdü. Nbc bir başyapıt yaratmak için konuyu incelikle işlemiş, film üzerimde kalıcı bir etki yarattı.
bgt
4 yıl önce
Filme diyecek bir şey yok. site umarım bu kalitede devam eder. Yeni keşfettim. Lütfen reklamlar konusunda da her çeşit reklam almayın. Birçok siteye berbat içerikli reklamlar yüzünden giremiyorum.
Kara murat
3 yıl önce
Her filme yorum yapmam ama buna yapıyorum.Bana biraz iran sineması gibi geldi.Çok gerçekçi sade ve dokunuşlu.Hoşuma gitti.Özellikle o diyaloglardaki cümleler muhteşem.Hele o birden askere gidip gelmiş olması ve devamında umduğu hayatı bulamaması.Film çok özgün geldi bana.Herkese hitap etmeyebilir ama benim gibi filmdeki sinan gibi birçok şeyi içinde yaşayan insana çok şey anlatıyor.
Fatma Kutlusoy
3 yıl önce
İkinci kez izledim; yine büyük bir hayranlık ile bu başyapıtı izlemiş olmak bana çok iyi geldi.
hüseyin çınar
3 yıl önce
çok gerçekçi bir eser.
emeği olan herkesin eline sağlık.
babada şu andaki kendimi buldum.
sinanda 35 sene önceki kendimi gördüm.
film bir çözümsüzlükle değilde bir çözüm yolu anlatılarak bitseydi hem bir örnek olurdu hem de mutlu son ile bitmiş olurdu.
çaresizlikle yada mutsuz sonla biten filmlere çok üzülüyorum.
saygılarımla.
Mutluhan
3 yıl önce
Bir baba-oğul filmi. Kaybetmiş, kaybettirmiş bir babanın her ne olursa olsun zamanın süzgecinden geçen puslu deneyimler, ezik görüntüsünün arka planındaki derin entelektüel birikim ve babalara ait billur bir sezgiyle biricik evladına sihirli dokunuşunun küçük destanıdır bu film. Hiç yokken/yoktan belirivermesidir hayatta, hayatında. Her babaya, her insana kıssadan hissedir. Sağol üstat bu filmi armağan ettiğin için.
hakan
3 yıl önce
Filmin içine girmiyorsun adeta karakterlerle yaşıyorsun.Filmin geçtiği mekanlar çocukluk ve gençlik yıllarım.O yüzden benim için iki kere etkileyeci.Defalarca izledim.Yine izlerim.Bu duyguyu ödülü verenlere de yaşatmış ya söylenebilecek söz kalmmıyor aslında.Ödül almasa da buu adam bu ekip şahane.
Musa cloud
3 yıl önce
Nbc ilk izlediğim filmi, iran sinemasini andiriyor ve cok başarılı. Beni en cok etkileyen sahne Imamlarin sahnesi oldu,birçok gizli detay var senaryo cok sağlam yazilmiş. Hz ebuzerin tutumu ve peygamber ailesine yakınlığı yüzünden muaviye onu ailesinden ayrarak topal deve ile çöle sürgüne göndermişti. Budurumu yeni imam dile getiriyor fakat eski imam uzerini örtüyor ki eski imamda sinanin dedesinin altinlarini alip geri vermeyen birisi… tipki muaviyenin muslumanligina benziyor, yani kisacasi bu tür insanlarin ben daha ebuzere tahamul ettiklerini gormedim.
Cengizhan erol
3 yıl önce
Filmin başından beri Sinan intihar etmesin diye dua ediyordum .. Duam kabul oldu 🙂 sahi ya köpeğe ne oldu ?
Önemli değil
3 yıl önce
“neymiş, dünyada onu suçlamayan tek ama tek canlı oymuş.”
hayal kırıklığının filmi ahlat ağacı. babaların günahlarının ve çocukların cezasının filmi. yabancılaşmanın, kendini bulma çabasının, tatminsizliğin ve çaresiz kabullenmelerin filmi. ceylan’ın teknik anlamda falso vermesine rağmen senaryo yazımı anlamında zirveye ulaştığı, gerçek ustalık filmi. bu ustalık da, altında yatan duygular ve fikirlerde saklı işte. öfkesinde, lafını sakınmayan, sert ve korkusuz tavrında. her yiğidin harcı değil kesinlikle ama 3 saatini -hatta tekrar izlemeyi cidden gerektirdiğini düşünürsek en az 6 saatini- kendisini yoğun şekilde düşünmeye ve sorgulamaya iten yorucu bir tecrübeye harcayacak kararlılıkta bir sinemasevere finalinde vereceği tatminlik hissinin bir eşi benzeri de yok. ceylan’ın kendisini, ülkesini ve sanatını tümüyle kabullenme ânı ahlat ağacı ve tüm teknik aceleciliğine rağmen, sinemanın gördüğü en başarılı yönetmenlerden birinin zirvesi.
ve kuyunun içine o son bir bakış.
kabullenme, korku, huzur, sevgi, hüzün, yabancılık, pişmanlık: her şey orada saklı.
sinemanın sonu.
Senem ŞENGÜL
3 yıl önce
Murat Cemcir baba rolüne cuk oturmuş.
gökhan
3 yıl önce
Bu yorum spoiler içermektedir. Okumak için tıklayın.
Oğul sorar: kuyu ne oldu?
Çevresindekilerin buradan su çıkmaz sözlerine aldırış etmeden kuyuya açmaya devam eden baba ,artık kuyudan vazgeçmiştir. “Su çıkmadı yine onlar haklı çıktı ama o da iyidir, vaktinde firar zaferdir deyip kendimizi avutalım”
Oğul, askerlikten dönmüştür, öğretmenlik mesleğinden ve hayattan ümitsizdir, “ya öğretmen olup doğu görevinde gençliği yakacağız, ya da alakasız bir işe girip yine gençliği yakacağız der.” ne yapayım sence diye babasına sorar.
Baba, insan mesleğini sevince her yerde her şartta yaşayabiliyor bence.Başka şeyler hayal etmiştim ama var mı öyle pat diye hayale ulaşmak. neler yaşadım ne insanlar tanıdım, çoğunu unutmuş olsam da,unutuşun bile bir cazibesi var.
İnsan biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp silinip gitmeli. silinip gitmeyecekler var elbette, insan zamana bir çentik atmalı.
Oğlu, babasının kendi kitabını okumasına şaşırır, ilk defa kitabını okumuş biri ile karşılaşır. Kitapta oğlu, kendini, dedesini, bir ahlat ağacına benzettiğini söyler:, “uyumsuz, yalnız, şekilsiz’
Baba devam eder, herkesin bir tabiatı var elbette işi onu bulup, kabullenip, sevebilmekte. Konuşmaları kesilir, baba oturduğu yerde uyuya kalır, uyandığında oğlunu su kuyusunda bulur. Oğlu kuyunun dibinde kazma ile toprağı açmaya çalışır.
mustafa nazif
2 yıl önce
Kanımca NBC’nın en güzel filmi… yapmacık, eğreti bir şey göremedim filmde.
Zeynep
2 yıl önce
Eğitimsiz olmanın bu denli övüldüğü ikinci bir ülke yok. 01.35 de başlayan sahneden de bu çıkarsamayi yapabilirsiniz
bylord
2 yıl önce
bu adamın filmlerinde eksik bişi var sanki böyle tam o son vuruşu yapamıyor
dramın eksikliğinden mi herşey doğal olsun diye verilen çabadanmı bilinmez ama birçok şeyi yönetmen seyirciye bırakmamalı.
muhteşem bir baş yapıt. oyunculuklar karakterler hepsi çok iyi oynamış. o kadar çok farklı şeylere değinilmiş ki bulunduğun ortamdan kaçmak isterken kendini dini sorgularken bulup ardından zamanın aktığını farkedip hadi kalk bir şeyler yap diyorken aslında durmanın da ayrı bir sanat olduğunu idrak ediyorsun bu filmde. ayrıca hayatta en defret ettiğin insanın sana en çok değer veren kişi olması ayrı bir metafor olmuş.
Doğu polat
2 yıl önce
Sonunda bı korktum 3 saat olmasına rağmen bukadar surukluyici bukadar güzel bir filim izlemedim zaten bu ekip bu yönetmenle bekliyordum….
mücadelenin sakın seyircisi
1 yıl önce
bir çok insanın kendinden bir an yakaladığı sahnesi diyalogları olmuştur.
bu filmi izlerken, Suç ve Ceza’yı okurken hissettiğim bir duyguyu hissettim ana karakter sayesinde. bu duygu; düşüncesi ve inancı uğruna başka bir insanı (ya da insanları veya eşyayı) öldürmeyi kendine hak görmek. aslında Sinan yazara o soruyu sorarken kendisine bir nevi fetva almaya çalışıyor olabilirdi yani en azından öyle görünüyor bir noktaya kadar. ama bana soracak olursanız asıl vurucu nokta filmin sonu için düşünülen 2 ihtimal.. esasında 2 şekilde de film doğru bitmiş oluyordu ancak bildiği doğrudan başka doğru olduğuna ihtimal vermeyen ve kafasını o doğrudan başka bir tarafa döndürmemek üzerine yemin etmiş Sinan aslında perspektifi ve hayat anlayışı daha geniş bir zemine yayılmış birisi de olabilirdi. sorular cevaplar… ve sonunda tercihler.. sonsuz teşekkürler Nuri Bilge Ceylan
Guzel film. İzlemenizi tavsiye ederim. Muhtemelen Nuri Bilge Ceylan’ın bugüne kadarki en iyi eseri. Filmde her karakterin kendi içinde bir dengesi var. Çok katmanlı hikâye olduğu için kentsel ve kıra dayalı sosyolojik tespitleri içeriyor. Toplumdan yabancılaşma, kimlik kaybı, öz saygının yitirilmesi gibi noktalar daha derin kısımlarda gizlenmiş. Elmaları çalanlar ahlaktan bahsediyor misali Sinan bir şeyi başarmaya çalışırken ahlaksız birine dönüşüyor.