Sovyet sonrası Ermenistan'da ücra, izole bir Ezidi Kürt köyünde, zavallı bir emekli maaşı ve üç oğlu olan dul Hamo, her gün karısının mezarını ziyaret ediyor. Orada rahmetli kocasıyla iletişim kuran sevimli Nina ile tanışır. Her şey umutsuzca kasvetli görünüyor, ancak Hamo, Nina'ya kur yapmaya başladığında, beklenmedik aşkları onları yeniden canlandırıyor.
güzel bir filmdi, sandalyeler heryerdeydi 🙂 bir anlamı var mıydı acaba yönetmen için ? teşekkürler site yönetimi..
Güzel filmdi.